Kısa Bir Özgeçmişle Beraber Küçük Adımlar...

Selam;
   Bir blog yazısına nasıl başlanır? Nelere dikkat edilmelidir? vs. bu konular hakkında hiçbir bilgim yok. İlk kez böyle bir şeye adım atıyorum. Tabii lisedeyken yazdığım kompozisyonları, iki üç güne bir karaladığım güncemi ya da aşk acısı çektiğimi düşünerek karaladığım şiirleri saymazsak. O yüzden yanlışım falan olursa affola. Hayatımın iki başlangıcını birleştirdiğim için uzun soluklu bir yazı olacak. Dikkat!  Ha bir de ne saçmalıyor bu kız diyebilirsiniz. Olsun ben yazayım da söz uçar yazı kalır öyle değil mi?

   Şimdi öncelikle kendimi tanıtmalıyım sanırım. Ben Hilal Şimşek.( Adımı ve soyadımı beraber kullanmayı seviyorum çünkü göğün çocuğuymuş gibi hissediyorum.) 1997 yılında Adana' nın şirin mi şirin bir köyünde dünyaya geldim. 4 kişilik bir çekirdek ailenin asi kızıyım :) Çok detaya inmek istemiyorum çünkü benim için önemli olan şimdim ve geleceğim. Şuan Ankara Üniversitesi Sosyal Hizmet Bölümü 3. sınıf öğrencisiyim.- Ben kağıtları sanala dökene kadar 4. sınıf oldum.- Ayrıca Hitit Bisiklet Topluluğunun da yönetim kurulu üyesiyim +bunu belirtmezsem olmaz :)))
   Bu yazıyı yazma fikri asılında bu topluluk içinde filizlendi. yani içimde karşı konulamaz bir istek oldu çünkü kendim için önemli bir şey yapacağım ve kim bilir birileri bu yazıyı okuyacak. Tabi bu fikre kapılmamda Tolga Güntürkün' ün de katkısı büyük. Az sonra bahsedeceğim hayatım için küçük şuanki kesiti için büyük olan adımı atmadan önce '' Sizden bir isteğim var yaşadıklarınızı yazın!'' dedi ve içimdeki isteği alevlendirdi. Bir şeyleri yazarak rahatlamayı da seviyorum bu yüzden la dedim ben neden yazmıyorum öyleyse? Sanala dökemesem de defterimde kalır.
 
   Öncelikle şunu belirtmeliyim blog ismimden de anlaşıldığı üzere benim bir BİSİKLETİM YOK. Topluluğa 2017 yılında girdim. Sadece hafta içi turlarına katılarak zar zor bir festivale( Manisa Bisiklet Festivali) katıldım. Artık dişim kana değmişti. Bisklete olan hayranlığım iyice artıyordu. Eee bir de yakın arkadaşlarımın bisikleti vardı. Böyle toplu sürüşler,  yeni insanlarla tanışma falan eğlenceli oluyordu bu iş.Bedava spor da yapıyordum. ( Sağlıklı bir şişman olmalıydım.) Ama bir sorun var. Bisikletim yok :(( Sağ olsun Enes Bakacak arkadaşımın iki bisikleti vardı da birini -KARA ŞİMŞEK ( bu adı ona ben verdim çünkü neden vermeyeyim?)- ben kullanıyordum. Bazen başka bir arkadaşım veriyordu böyle böyle değirmeni dönderdim. Kim demiş taşıma suyla değirmen dönmez diye? Ne kadar yüzsüzsün insanlardan sürekli bisiklet mi istiyorsun demeyin. Ben istemiyordum benim bisiklete bakışımı gören arkadaşlarımın yüce gönülleri veriyordu :))) Burada onlara da teşekkür ediyorum. İyi ki varlar. Sadede gelecek olursam asıl heyecanımı, stresimi yani baştan beri bahsettiğim o adımı anlatmaya geçiyorum.

(ATA' YA SAYGI TURU)

   Aktif olarak bisiklet sürmeye başladığımdan beri hep bir şehirden bir şehre bisikletle gitmeyi hayal etmişimdir. Fakat şartlar el vermiyordu. Gerek ailemin izin vermemesi gerekse öğrenci oluşumdan kaynaklı- ne alaka demeyin param yok- en önemlisi bisikletimin olmayışından dolayı yapamadım. Sonra önüme bir fırsat geldi. Geçen sene de yapılan ve yakın arkadaşımın katıldığı Samsun'dan Ankara'ya  Ata'ya Saygı Turu. Evet katılmalıydım bu tura. Sonra yakın arkadaşlarım ile ( Elif, Rümeysa, Enes) kendimi gaza getirip tur grubuna girdik. 20 kişilik gruptan tek tek ayrıldılar. En son 8 kişi kaldı tabi yakın arkadaşlarım da çıktı. Ama kalanlar da HİBİT olduğu için sıkıntı çekmeyeceğim insanlardı. Bu yazıyı defterime günlük gibi yazdığım için düzenlemeden aynen aktaracağım.
    'Yazıyı 3 günde yazdığım için gitme anıma denk getireceğim bu gidişle. Yarın yola çıkıyoruz Ankara' dan Samsun'a doğru. Bir heyecan bastı şimdiden. Aslında stresli olmamın nedenlerinden biri hiçbir şeyimin hazır olmamasından kaynaklı. Siz siz olun böyle bir projeye kalkışmışsanız son dakikaya kalmadan işlerinizi halledin. Ben bu yola kocaman bir eksiyle başladım. Bisiklet sürerek geleceğiz ama bisikletim ve tura dair hiçbir şeyim yok. Ama inancınız ve kararlılığınız olduğu sürece her şeyi yapabilirsiniz. Ben o kadar kararlıydım ki tek başıma da kalsam gidecektim. sürekli heybeli bisiklet sürdüm bu nedenden dolayı.
   Önce topluluktan arkadaşım Kadircan bisikletini( KUĞU), bagajını, heybesini verdi. En büyük sorun halledildi. Geri kalan eksiklikleri de okuldan, toluluktan, yurttan arkadaşlarımdan temin ettim. Beni o kadar çok desteklediler ki onlar olmasaydı çok eksik kalacaktım. Şimdi hepsinin adını yazamam ama onlar kendilerini biliyor. Teşekkür ederim size kucak dolusu hem de.
   Bugün turdan önceki son gecem (09.05.2019). Kimi diyor iftar yapalım kimi diyor eksiklerinizi tamamlayın. Her şeye yetişmeye çalışmak gibi aptalca şeyler yapıyorum. Kalan eksiklerimi tamamladıktan akşam heybelerimi doldurduktan sonra rahatlayacağım.Üstelik Samsun' a gideceğim için ayrı bir his var içimde. Turdan bahsetmiyorum. Samsun' dan o küçük ama duygu yüklü şehirden bahsediyorum. Benim için önemli bir şehir olduğu için belki de böyle garip oldum.
   Nitekim bisikletimin bakımını, eksikliklerimi almayı ve heybelerimi doldurmayı başardım. Artık hazırım.'
 İşte yol günlüğümün ilk sayfası böyle başladı. Bundan sonrasını da günlüğümden direkt aktaracağım büyük ihtimalle çünkü 10-19 Mayıs arasında gerçekleşen bir olayı Temmuz sonlarında yazıyorum. Hafızam oyun oynamasın diye direkt aktaracağım.

Ahanda bu fotoğraflar da başlangıcım.Heybeli Kuğu :))











Yorumlar

  1. Yazıların devamını bekliyorum.

    YanıtlaSil
  2. aramıza hoşgeldiiin. seni tanıtcam bi ara da herkes görsün :) bisiklet aktifsin ne güzel :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Beni nasıl mutlu ettiğinizi anlatamam. Teşekkür ederim :)

      Sil
  3. baak son yazımdasııın :)

    YanıtlaSil
  4. Hoş geldin Hilal, başarıları dilerim.

    YanıtlaSil
  5. Merhabalar Bisikletsiz Bisikletli.
    Kendinizi tanıtan profil yazınızı okudum. Anladığım kadarıyla tutkunuz bisiklet. İtalya'dan bisikletle yola çıkmış ve ülkemiz üzerinden devam eden yolculuğu esnasında ilçemiz Kaman'a gelmiş. Onu yaz günü ilçemizdeki bir düğün merasiminde gördüm. Biraz konuştuk ama pek birbirimizi anlayamadık. Her yaz mevsiminde Ankara, Kaman arası yol güzergahında bisikletli ikili üçlü grupları çok gördüm. Ben de bisikletle gezmeyi çok sevenlerden biriyim. Ankara'da daha hiç kullanmayı denemedim. Bisikletim Kaman'da olup, Kaman gittiğim de orada kullanırım ve Kaman'ın köylerini bisikletle geziyorum. Ankara'da bisiklet kullanmak biraz riskli. Eryaman ve Eryaman'a benzeyen ilçelerinde pekala kullanılır ama, benim ikamet ettiğim Keçiören ilçesinde,
    ben asla bisiklet kullanamam. Keçiören ilçesinde araba kullanmak zor, hele benim için bisiklet sürmek hiç mümkün değil. Ben 66 yaşımda emekli bir memurum. Malum benim için, şehir içinde bisiklet kullanmak biraz zor. Size başarılar dilerim.
    Selam ve saygılarımla.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhabalar
      evet Keçiören'i biliyorum Abidinpaşa' dan oraya kadar bisikletle geliyordum bir zamanlar. trafikten çok beni inanılmaz YOKUŞLAR yoruyordu. Genel olarak trafikte gerçekten bisiklet kullanmak çok zor. Yazılarımı okuduğunuz için çok teşekkür ederim. :)) Umarım Kaman' da tekrar bisikletli günleriniz olur.

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

İlk Fotoğraf Karesi

Bir Acıya Kiracı